28 Şubat 2011 Pazartesi
bugünüm..
yüksek lisansta 2. yılım, teze geçtim ve seminer vermem gerekiyor, ama bir türlü hazırlanamadım, danışmanımın sabrını zorlamak istemiyorum :(
hayatta nerde yanlış yaptığımı biliyorum fakat düzeltemeyeceğim konular olduğu için çıkmaza doğru sürükleniyo gibiyim, bu durumdan bir an önce kurtulmak istiyorum. ama sadece istiyorum, çünkü bu imkansız gibi birşey...
herkese göre ben sorunlu biriyim, kendine dert üreten, üzülmekten haz alan biri, gerçekten öyle miyim? mutlu olmayı ben mi beceremiyorum yoksa mutlu olmayı sağlayacak şeyler mi eksik hayatımda? bunun cevabını bana kim verecek?
o siyah gri mutsuzluk geri gelsin istemiyorum...........
25 Şubat 2011 Cuma
soruma yanıt arıyorum
çalışana kadar evlilik mevlilik yok diyorsa.
allah aşkına söyleyinn..
23 Şubat 2011 Çarşamba
sevgili günnük
bugün neler yaptım bi bakalım. sabah 9:13 uyandım. malum yurtta kaldığım için gürültü çok oluyor. bıraksalar uyucam ama malesef.. kahvaltının ardından ders notlarımı yazdım. sonra kafamın bir köşesinde beynimi kemiren, hazırlanmaya çalıştığım kpss illeti aklıma geldi. gittim kelepir kitapçıdan kitap aldım. bu beni biraz da olsa mutlu etti, çalışmaya çalışıciimm :)
her koldan savaşımı sürdürüyorum baltaya sap olma konusunda ama nedense ne yapsam ne etsem de olmuyor. ya gerçekten nasip değil yada ben gerçekten bi yerlerde yanlış yapıyorum :(
acaba birgün bende kendi kazandığım parayla gidip en azından bir küpe alabilecek miyim, ne dersiniz...
küpe doğaçlama aklıma geldi, bunu sevdimmm :P
22 Şubat 2011 Salı
Orhan Veli..
Öyle bir havada gel ki,
vazgeçmek mümkün olmasın...
Ne güzel yazmış öyle değil mi.. insanın kendini huzurlı hissetmesinden daha güzel birşey yokmuş. sevgili, aile bi yerden sonra yetemiyor insana. olay kişinin kendinde bitiyor. huzurluyum çünkü Rabbimin benimle olduğunu biliyorum.
öpüldünüz..
21 Şubat 2011 Pazartesi
bloğum artık rengarenk :)
meğer ben ne saçma şeyler kendime dert edinmişim de haberim yokmuş ayol. yaşamak güzel herşey güzel ben güzelim..
hayatımı yaşamayı beni ben yapan herşeyi çok seviyorum..
öpücükler..
16 Şubat 2011 Çarşamba
aşk mı.? o da ne..
.............
o zaman ben neden böyleyim? sen neden böylesin?
13 Şubat 2011 Pazar
elif şafak
madde, kemiğimde bir metal parçası gibi duruyor aşkın bende. Başkası duysa
korkar, 'aman' der. 'Nasıl olur? Böyle de yaşanır mı?' Halbuki ben alıştım.
Rahatsız etmiyor beni, onu anladım. Şarapnel ve ben, gül gibi geçiniyoruz, yan
yana ama karışmadan birbirimize."
11 Şubat 2011 Cuma
sayfanın başıymışım gibi davran bana...
ne bileyim özen benim için,hep en güzelini yazmak için çabala!...
"fazla bilet"mişim gibi davran bana...
ne bileyim,atla otobüsün birine,sor beni..ama bulama!bi sonraki duraktan al beni,
ama hayır sakın atma.koy bi köşeye sakla olur mu?..yırtma!
"uzun zamandır açmadıgın bi musluk"muşum gibi davran bana...
kolayca açabileceğin zannet ama ilk deneyişinde açama.Ugraş biraz üzerimde,çabala!
"pi sayısı"ymışım gibi davran bana...
Kimseye sormadan 3 al beni mesela.vallahi sorun çıkarmam sana!...
"yeni boyanmış duvar" gibi davran bana...
Tamam belki yaslanma ama en azından arada sırada elle bari be,ne bileyim kokla!...
"sen yelkovan,ben akrep"mişim gibi davran bana...
Hep koş peşimden.Ama eninde sonunda yakala.
Gel yanıma hatta,pilimiz bitsin,ordan hiç uzaklaşma...
"yeni aldıgın ayakkabın"mışım gibi davran bana..
Tut ellerinle her akşam,hiç ama hiç kapıda bırakma...
"ıslak bi sokak köpegi"ymişim gibi davran bana...
Ellerinle besle yemek ver,çeşitli oyunlar oyna.Ama sakın acıma!
"sayfanın sonu"ymuşum gibi davran bana...
Bitmiş gibi gözüksem de asla bitirme,gerekirse sil başımı,ama nolur yeniden başla..
"sen tom,ben jerry"mişim gibi davran bana...
eninde sonunda yakala.Tam agzına atacakken atma.Yeme beni sakın,kıyama!
"tabaktaki son patates kızartması" gibi davran bana...
Gözün hep bende olsun,kimseyle paylaşma!
"dersin son iki dakikası"ymışım gibi davran bana...
Degerimi dersin başında anla...
"boş bi bardak"mışım gibi davran bana...
dök içime her şeyini,hep dikkat et ama,beni kırma!
"kırık bi ayna"ymısım gibi davran bana...
ne bileyim,mutlaka bi yerimden bak hayata.En ufak parcamı bile itinayla sakla..
"odandaki ayna"ymışım gibi davran bana...
Hiç konuşma benimle.Yalnızca bak o siyah gözlerinle...Yalnızca bak bana'!...
"saçların"mışım gibi davran bana..
yıka beni,özen göster,ıslanınca hemen kurula...
"sen asit,ben turnusoL kagıdı"ymışım gibi davran bana...
ne bileyim gel istedigin zaman bir şeyler söyle,dök içini,
Rengimi degiştir mesela,kızart beni hatta!
"sen sen,ben ben"mişim gibi davran bana.
Sen kaç hep,ben kovalıyım...Hem bu senin için de kolay olur,hiç yapmadıgın şey mi sanki...
Kendin ol yeter,anlasana...
"sen güneş,bense lanet bir yagmur bulutu"ymuşum gibi davran bana...
Ugraş biraz,geç bir' önüme,bir' arkama,ama en sonunda...en sonunda...
neyse "doğ dünyaya" diycektim ama...
...sallaa...
Alıntı
10 Şubat 2011 Perşembe
ağlamak...
olgunlaştırır kadınları evet ama olgunlaştıkça o safça inandıkları aşk gerçeği
onların gözünde küçülür. Küçüldükçe değerini yitirir ve işte o zaman kendilerine
sarılıp, yeni bir kadın yaratırlar kendilerinden. Güçlü, yenilmez, mağrur ve
aşka inanmayan...
9 Şubat 2011 Çarşamba
yutkunmak...
zor da olsa bi yerlere getirebilmeyi başarmışken şu ilişkiyi, yıkmak için elimizden geleni yapar olduk son zamanlarda.. tabi çoğunlukla hayatımdaki kişinin engellenemez tutumları, inatçılığı, kendine göre olan mantık abidesi düşünceleri işin içine girince kalpler kırılıyo, hayaller yerini boşluklara bırakıyo..
be mübarek birazcık yumuşak olsaydın ya.. o zaman tadından yenmezdin.. sözünü geçiren bir bey her zaman en iyisidir tamam ama bu asla ve asla tavrından ödün vermeyen, karşındaki eşi ailesi bile olsa yumuşamayan tavırdan oldu muydu işte o zaman hiçbir değeri kalmıyor...
seninle hayat aslında çok kolay olacak fakat böyle durumlarda ne hissedeceğimi bilemiyorum. dua etsem rabbim bu huyunu senden alır mı??? bütün o kavgalar, üzüntüler kalmayacak sen azıcık yumuşak davransan. saçma bulmadan önce dinleyip dur bakalım orta yol buluruz deyip sımsıkı sarılsan ne olur sanki.
ama yoookk. bana göre bu mantıksız geldi. o zaman ben herkesin canına okuyabilirim varrr.
her insan dört dörtlük değildir tamam fakat bu özelliği olmasaydı dört dörtlükmüşsün be aşkım. hayat bu özelliğinden dolayı sana da bana da öyle zor ki. hayatında söz geçirmeye alışmışsın. ama beni çok yıprattın. biz bir elmanın yarısı olamadık ki hiç sen bütün bir elma bende onun sapı gibiyim..
bu halden çok sıkıldım. haykırmak istiyorum avazım çıktığı kadarrrr!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
offf....
herşeye muhalefet olan bir sevgili düşman başına anacım. neymiş bu böyle. ne desem ben istemem, ben yapmam... içimden imdaaaaat diye bağırasım geliyor. zor tutuyorum kendimi. yani orta yol bulmak şöyle dursun, saçmalık gibi görüp bazı şeyleri kendine göre yönetme çabasında...
bu zaten hep böyle olmadı mı. neydi ki, ne bekliyorum. hayata aynı pencereden bakmaya çalışıp, kendi penceresinden bakmaya zorlandığım biriyle beraberim. gülsem mi ağlasam mı bilemedim. bu gibi durumlarda keşkelerim artıyor,,,,,,,,
köpek gibi de sevse, aşkımdan geberse de ki böyle birşey hiç olmadı; gene de "ben bilirim ve benim istediğim olacak" havası asla ve asla hiç dinmeyecek. ne bugün ne de bundan 40 yıl sonra....
5 Şubat 2011 Cumartesi
Nerede o aşk, tutku, bekleyiş
Ağlarız saatlerce ,
başımızı duvarlara vurmak isteriz.
her şeyi dağıtıp kapıyı çarpıp çıkmak isteriz.
Kimi gün ise mutluluğu doruklarda yaşarız
İçimiz içimize sığmaz,
Aşığızdır belki, önümüze gelene anlatmak isteriz ne denli sevdiğimizi
Özlediğimize kavuşmuşuzdur belki, onsuzluğun acısını çıkarmak isteriz.
Peki hep böyle mi kalınır
Hayır, hayır
Toparlanırsınız dağılan parçaları birleştirirsiniz. Yoluna gireceğini düşünürsüzünüz her şeyin. Bir daha aynı şeyleri yaşamamak adına kararlar alırsınız, sözler verirsiniz kendinize.
Daha doyumlu, tedbirli, daha anlayışlı olmak adına, ama nereye kadar.
Nasıl bir kargaşadır bu ???
boşluk...
Bir hayli kırıldım…
Her şey kadar, herkes kadar, sen
kadar…
Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime
Gözlerimden tut da
ciğerlerime kadar kırgınım…
Aslında ne sana, ne olanlara…
Kendime kırgınım!..
Maziye hiç değil, âna kırgınım
Anlatamadığım, anlayamadığım
masalların bana yaptıklarına
Dinlediğim şarkılarda bana seni anımsatan
şarkıcılara
Beni anladığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor
oluşuna
Bir hayli kırgınım…
Beni ben kırdım oysa…
İyi değilim.
Galiba yoruldum…
Her şey kadar, herkes kadar, sen
kadar…
Can Yücel
ne güzel anlatmış şu anki ruh halimi. çok yoruldum. beklemek ne zor şeymiş meğer... rabbim sen bana güç ver....
2 Şubat 2011 Çarşamba
karanlıktan aydınlığa çıkma umudu...
ara ara girip size hayatımda olan bitenlerden bahsedeceğim. umarım yeni arkadaşlıklar yeni dert ortakları bulabilirm. ne ailem, ne de nişanlım ne de dostlarım. hiçbiri benimle değil. zor bir dönemden geçtiğimin farkındayım. Allah'tan dileğim sadece sabır. görüşmek üzere....